Bazen İstemediğimiz Şeylere Bile Neden ‘Evet’ Diyoruz? Davranışlarımızı Sorgulatacak Bilimsel Araştırma
“Abilene paradoksu” olarak bilinen bu durum, nasıl gerçekleşiyor?
Çoğunluğa ayak uydurmak için istemeden onay verdiğimiz her durumda aslında bu paradoksla karşılaşıyoruz. Peki bu paradoksun asıl sebebi ne olabilir?
Bazen grup dinamiklerine ayak uydurmak, beklenmedik sonuçlar doğurabiliyor.
İşte bu durum da tam olarak Jerry B. Harvey’in tanımladığı “Abilene Paradoksu” ile karşımıza çıkıyor. Bu paradoks, bireylerin kendi istekleri doğrultusunda hareket etmemesi ve grup içindeki uyum arayışı nedeniyle kolektif kararların, bireysel arzularla çelişmesine yol açmasıyla tanımlanabilir.
Bu paradoks, garip bir hikâye ile hayatımıza dahil oldu. Jerry Harvey’in kayınpederinin bir gün “Abilene’e gidelim” demesiyle başlıyor her şey. Aslında ailede, kimse bu fikre ılımlı bakmazken herkes “olur” cevabını veriyor. Hiç kimse isteyerek gitmezken ortaya garip bir durum çıkmış olur.
Harvey ise bu deneyimden yola çıkarak grup kararlarının arkasında yatan psikolojik etkenleri incelemeye karar verdi.
Abilene Paradoksu, aslında sürü psikolojisi ile yakından ilişkili. Bireyler, diğerlerinin ne düşündüğüne dair varsayımlara kapıldıklarında, kendi düşüncelerini dile getirmekten çekiniyorlar. Böylece bir araya geldiklerinde ortaya çıkan kararlar, bireysel isteklerle örtüşmüyor ve topluluk içinde var olan düşünce birliği yanıltıcı bir hâle geliyor.
Bu paraokds, günlük hayattan ziyade profesyonel anlamda da karşımıza çıkıyor. Harvey, bir kâr amacı gütmeyen kuruluşta, bu paradoksun neden olduğu ekonomik kayıpları gözlemlemiştir. Gözlemlerine göre yöneticiler, kendi endişelerini dile getirmekten çekinip yanlış kararlar alarak organizasyonun hedeflerini tehlikeye atmışlar.
Peki neden istemediğimiz şeylere “evet” diyoruz?
Kişi, dışlanma ve eleştirilme korkusundan dolayı istemediği durumlar karşısında “hayır” cevabını kolau kolay veremiyor. Bu da ortaya, bu garip durumu çıkarıyor. Abilene Paradoksu’ndan kaçınmak için, grup içinde açık iletişimi teşvik etmek kritik bir öneme sahip. Bireylerin düşüncelerini rahatlıkla ifade edebileceği bir ortam yaratmak, grup dinamiklerini güçlendiriyor.
Farklı bakış açılarına değer vermek ve çatışmalara yapıcı bir yaklaşım sergilemek, uyum arayışının sınırlarını zorlamadan sağlıklı bir karar alma süreci yaratır. Bu da istenmeyen durumlara olumlu yanıt vererek işleri çıkmaza sokmaktan kaçınmak için iyi bir yol olabilir.