Altı Masa’nın krizleri çözmesi ve seçim tarihinin 14 Mayıs olarak açıklanmasının ardından seçim sonrası süreçlere ilişkin görüşler de dile getirildi. Ekonomi yönetimi yazarı Alaattin Aktaş, ekonomi yönetimindeki sorunlar ve depremin yaralarının sarılması gibi konuların gündeme geldiği tartışmaları “15 Mayıs sabahı…” başlıklı yazısıyla değerlendirdi.
Türkiye’nin acil sorunlarının 5 bakanlıkta ağırlaştığına işaret eden Aktaş, “Türkiye’de hemen her alanda köklü dönüşümlere gidilmesi, bu konularda yeni kararlar alınması ve bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.”
Aktaş’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“EN KRİTİK BAKANLIK
Konuları değerlerine göre sıralamak bile kolay değil…
Ekonomi var, dış politika var, eğitim var, sağlık var…
Hukuk ve adalet de sıkıntılı ama bu konuda bir adım daha atmaya gerek olmayabilir. Mevzuatımız eksik değil, tamamlanması gerekiyor. Kanunlar gerektiği kadar adil uygulansın, yeter! Dolayısıyla bu konudaki uygulama eksikliği giderilerek sorun büyük ölçüde çözülecektir. Aslında uygulamanın eksikliği veya çarpıtılması, merkezi yönlendirme kaldırıldığında re’sen giderilmiş olacaktır.
Bir ay öncesine kadar bu kadar büyük bir tehdit olarak görmediğimiz bir diğer sorun da depremdi. Bu kadar geniş bir alanı kaplayan bu kadar büyük bir deprem olduğunda tehlikenin farkına yeni vardık. Ancak asıl tehlikenin ortadan kalkmadığı da açık. Yani İstanbul! Bu, yeni hükümeti bekleyen en değerli uygulama konularından biri olacak; kentsel dönüşüm
Dolayısıyla Türkiye’nin sorunları açısından bakanlıkları sıralamak gerekirse ekonomi, dışişleri, eğitim, sağlık ve çevreyi ilk sıraya koymak gerekir.
Yatırımları yönlendiren bakanlıklar daha sonra geliyor.
Türkiye’nin acil sorunları bu beş bakanlığa bağlanıyor.
Dolayısıyla seçim kazanılırsa bu beş bakanlık için çok tartışılır.
İLK ETKİ EKONOMİDE GÖRÜLDÜ
Bu arada bırakın seçimi kazanmak, bırakın rastgele karar vermeyi, adayın kesin olacağı uzlaşısıyla bile ekonomideki olumlu gelişmeler kendini gösterdi. Türkiye’nin CDS primi düştü.
Ve tüm bunları hayal edin!
Seçimi Milli İttifak kazanırsa, Merkez Bankası’nın başına yetkin ve güvenilir bir isim atanırsa, banka araç bağımsızlığına kavuşursa ne olacak…
Şimdi dövizin yükselmemesi için beklenmedik uygulamalara giderken, bir yandan da dışarıdan gelen döviz girişleri karşısında kurların çok hızlı düşmemesi için çare aranıyor.
